Oğlumuz Deniz'in erken yaşta çürüyen dişi vesilesiyle tanıştık Osman Hocamızla. Bu kadar hareketli, bu kadar enerjik bir çocuk, bir diş hekiminin koltuğunda nasıl sakinleşirmiş onu tecrübe ettik... Sanki dişe doldu yaptırmadık, çocuğu bir masal diyarına getirmiştik... Osman Hocanın çocuklarla ilişkisi ve hekimliği işte öyle bir şeydi... Bu ülkede işini güzel yapan insanları taktir etmek yetmez... Onları cümle aleme bildirmek de gerekir... İşi kötü yapanlar gibi, iyi yapanları da bilmemiz gerekir değil mi? Şimdi, "çocuk" ve "diş" kelimelerini yan yana duyduğumuzda ilk önerimiz Osman Saraç Hoca oluyor... "Yiğidin hakkı yiğide" demiş bu toplum... Bizce de öyle...